Examples
  • Görülmedik bir şey değil.
    لا شيء غير عادي
  • Farklı olanın hoş görülmediği...
    في زمن الإختلاف يكون تهمة
  • Beşeri yaratıkların görülmediği farz edilir.
    أشياء لا يفترض ان يراها البشر
  • Şimdiye kadar görülmedik bir feryat!
    كما لم يكن من قبل و لن يكون من بعد
  • Sinbad, görülmedik güçlerin olduğunu söylüyor.
    لقد قال "سندباد" أنك رجل ذو قوى غير عاديه
  • Zatürre 3. Dünya ülkelerinde sık görülmediğinden dolayı.
    بالرّغم من أنّ التهاب الرّئويّ غير نادر في بلاد العالم الثّالث .
  • Elimizde bıçaklarla cesedin yanında görülmedik ki.
    نحن لم نوجد سكين في متناول اليدّ، الراكع بجانب جسم.
  • Ne görülmedik bir duruş. Ata biniyormuş gibi.
    يالها من وضعيه وقوف كانه يركب حصانا
  • Uygun görülmediğini biliyorum, ve buna saygı duyuyorum.
    وأعلم أنك غير موافق وأنا أحترم هذا
  • ...bir daha kullanıImadığı, görülmediği ve dokunulmadığı yerdesin.
    لن يتم إستخدامك او رؤيتك أو لمسك مجدداً