Examples
  • Ne? - Sen çok kısmetlisin.
    كم انت محظوظ يا رمدال
  • Kısmetlisin ki krallıktaki en güçlü aileye mensupsun.
    عائلتك إحدى أقوى العائلات في الممالك السبع
  • Bu çok kısmetli. çünkü sana söylemeliyim ki, bu tasın içeri geldiğini gördüğümde, kalbim duracak gibi oldu.
    أنت محظوظ للغاية علي البوح لك أني عندما رأيت هذا الوعاء قلبي توقف لوهلة
  • izin ver anlaşalım... Seninle çıkacağım ama hayır benden daha iyisin,Çünkü kısmetlisin.
    فلنتفاوض سأخرج معك ليس لأنك الأفضل مني بل لأنك محظوظ