Examples
  • Kayyum ile görüştün mü?
    قابلت الأمين ؟
  • Kayyum kesintiye gitti.
    أدلى الوصي بالتخفيض
  • Sen mahkemece atanmış bir kayyumsun.
    أنت معينة من قبل المحكمة
  • Siz kayyum olmalısınız, doğru mu?
    أنتَ الوصي صحيح؟
  • Lockhard&Gardner'da kayyum olarak çalışmaktayım.
    أنا أعمل وكيلاً في شركة لوكهارت وغاردنر
  • Ama mirasçı bulunmadığından o da kayyuma devredilecek.
    لكن بدون وريثِ , وهذا يَرْجعُ أيضاً إلى الوصية.
  • Ben Tobin davasında mahkemece atanmış kayyumum.
    أنا المعيّنة من قبل المحكمة لقضية توبن
  • Bundan sonra beni kayyumunuz olarak bilin.
    ومن فضلك اعتبرني من الأن , وصي أمرك
  • - Nasıl-- - Bir kayyumun da vardır sanıyorum.
    ...ـ كيف يمكنك ـ انت قد يكون لديك وصي؟
  • Sen de kayyumum olarak tüm bunları biliyordun.
    و انت " الواصي عليه " , كنت تعرف بهذا الأمر طيلة الوقت