-
İhtiyaçlarınızı karşılamak.
إعطائكما الأشياء التي تحتاجانها
-
Karşılamak için doğuya gidin.
هيديست للإعتراض.
-
Karşılamak için doğuya gidin.
توجّه شرقاً لتعترض سبيله
-
İhtiyaçlarını karşılamaktan memnuniyet duyarım.
وسيسرّني أن ألبّي طلباتهم
-
Amerika'yı karşılamaktan mutlu.
.هو سعيدُ بأمريكا
-
Bunu karşılamak istiyorum.
اريد أن أملأه
-
"sadece masraflarını karşılamakla kalmayacağım...
... لن امول فقط الحمله
-
Öğrenim masraflarını karşılamak için.
لمصاريف تعليم طفلتيّ
-
Beklentilerini karşılamak çok zordu.
...يا إلهي، كان هناك الكثير لأتعايش معه
-
- Bu talebi karşılamak imkansız.
هذا طلب مستحيل