New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
Fark gözetmek kanuna aykırıdır.بالطبع, إنه غير شرعى ليميزوننى
-
- Bir çocuğu gözetmekle karşılaştırılamaz.لا شيء يُقارن بتولي .مسئولية طفل .لا أدري كيف تفعلين ذلك - .بربّكِ، أنا أمّ فظيعة -
-
Bilmiyorum. Cocugun iyiligini gözetmek zorundayim.لا أعرف , تمضية الوقت بالخارج أفضل لمصلحة الطفل
-
Bilmiyorum. Çocuğun iyiliğini gözetmek zorundayım.لا أعرف , تمضية الوقت بالخارج أفضل لمصلحة الطفل
-
O Auda kuyularını gözetmek için yardım çağırmazdı.ان عودة الذى سمعت عنه لن يحتاج لمن يساعده فى العناية ببئره
-
Sen daha çocuksun. Seni gözetmek zorunda.أنت مجرد طفل شاب وهي يجب أن تعتني بك
-
Uruguay'daki darbeyi gözetmek bize ne getirdi?أين أوصلنا التظاهر ضد الإنقلاب في (الأروغواي)؟
-
Şimdi ama gözetmek derken yani nasıl...أنا أعرفها ، حسنا ؟ هي ستمارس الجنس مع أي شخص
-
Gözetmek mi? Sana o yetkiyi kim verdi?..تنظروا ومن اعطاكم السلطة لتنظروا
-
Şimdi ama gözetmek derken yani nasıl.....عندما تقول "ترعى" تقصد