Examples
  • Onu yere yapıştırmak zorundaydım.
    و احتجت لاستعمال القوة لكى أجعلة يسكت
  • Bir kafayı yapıştırmak denir.
    رأس على عصى
  • Komik oğlan. Yapıştırmak mı?
    أعلقها! يالك من ولد ممتع
  • Bunu yapıştırmak istemiştim.
    أريدها أن تلتصق جيدا
  • Bunları kitabına yapıştırmak isteyebileceğini düşündüm.
    ظننت أنك قد تود أن تلصقهم بكتابك
  • İşin zor kısmı, katmanları yeniden yapıştırmak.
    تعلمون أن الجزء الجديد هو الجزء الصعب
  • Her gördüğüme veriyorum. Sizin de göreviniz, yapıştırmak.
    كل شخص اقابله اصافحه و اعطيه هذه
  • - Birbirine yapıştırmak zorunda değildin. - Sakın yapma, Caleb.
    ما كان عليك ان تُوحّدَهم- (لا تفعل ذلك يا (كالب-
  • Ret mektuplarını masanın üstüne yapıştırmak için kırpıyorum.
    اوه , انا اضع خطابات الرفض السابقة فى اعلى المنضدة
  • Demek beni yere yapıştırmak istiyorsun. Bir daha
    مره أخرى