-
Evet, çok teklifsiz tavrandığımın farkındayım...
أدرك أن ذلك تهور مني
-
Basit, konunun özune ve teklifsiz.
بسيطة, تصل للمهم مباشرة, باللهجة العامية
-
Teklifsiz ve heyecanlı seçim partimize müzikle devam edelim.
لذا دعونا نبدا بالاحتفال
-
Beni, cesaretini kırmak zorunda bırakan, diğer teklifsiz davranışın idi.
بل كان الشعور بالألفة ما شعرت أن علي منعه
-
Aynen böyle dolaysız ve teklifsiz bir yanın var senin. - Bu...
لديكِ هذه الطريقة المباشرة والبسيطة
-
Kızların teklifsiz olduğu sanılır, oğlanları kolayca öperler... ama aslında... şefkat isterler.
أترى يدعي البنات أن لا أحد ثم بصورة غير رسمية يقبلون الأولاد لكن في الحقيقة إنهن يحبون الرقة